UYARI

UYARI
Türk Ceza Kanununun 226. maddesi uyarınca 18 yaşından küçüklerin bu siteyi gezmeleri Yasaktır. 18 yaşından küçük iseniz derhal siteyi terkedin 18 yaşından küçük olan kişilerin bu siteye girmesini önlemek için, internet ortamında veya bilgisayar satış mağazalarında satışı gerçekleşen “AİLE KORUMA PROGRAMI” satın alabilir ve bilgisayarınıza bu programı kurarak, sitemize girişi engelleyebilirsiniz.

NEDEN BİZ ERKEKLER ALDATIYORUZ?


Erkekler Neden Aldatır?



CİSED Adana Şube Başkanı Cinsel Terapist Uzm. Dr. Taner Canatar konuyla ilgili yaptığı açıklamada, araştırma sonucuna göre, eşini aldattığını itiraf eden 500 erkeğin yüzde 70’inin çocukluklarında birden fazla ve birbirinden farklı kadınlar tarafından büyütüldüklerini gösterdiğini söyledi... Hamilelik süreciyle başlayan ve doğum sonrası fiziksel temasla güçlenmeye devam eden anne-bebek ilişkisinin ruhsal ve bedensel gelişim için oldukça önem taşıdığını belirten Canatar, “0-3 yaş arası dönemde annenin sesi, kokusu, sıcaklığı, tutarlı davranışları ve hatta bakışları çocuğunu derinden etkileyebiliyor... Biz terapistler anne kelimesini teknik bir terim olarak tarif ediyoruz ve çocuğa bakım ve sevgi veren kişi veya kişiler anlamında kullanıyoruz. Özellikle çalışan annelerin tercih etmek zorunda oldukları bebek bakıcısı veya anne yerine geçen kişi modelleriyle (anneanne, babaanne, hala, teyze, görümce gibi) çocukluk dönemi, içinden çıkılamaz bir hal alabiliyor” dedi...




Birden fazla kadın tarafından büyütülen erkeklerin daha kolay aldattığını söyleyen Canatar, “Yapılan araştırmalar sonucu elde edilen verilere göre, birden fazla ve birbirinden farklı fiziksel ve duygusal farklılıklar taşıyan anne türevleriyle büyüyen erkek çocukların, ruhsal gelişimlerinde gelgitler ve bağlanma sorunları yaşanıyor... Örnek olarak ‘sarışın-beyaz tenli bir anne ve esmer-koyu tenli bir kayınvalideyle’, ‘zayıf-siyah gözlü bir anne ve kilolu-renkli gözlü bir bakıcıyla’ veya ‘soğuk-dokunmayı sevmeyen bir anne ve sıcak-daha çok dokunan bir babaanneyle’ bir arada büyümek buna örnek olabiliyor... Bu durumda çocuğun bilinç dışına bir fantezi yerleşebiliyor ve ileri yaşlarda bu fantezi kendini evlilik ilişkisinde tekrar edebiliyor. Çünkü şu an ve şimdi, geçmişin bir tekrarıdır, zaman, mekan ve oyuncular değişse bile roller hep aynı kalır... Ancak bu, birden fazla ve farklı özellikte kadınlar tarafından büyütülen her erkek için geçerli bir durum değil, istisnaları olabiliyor” şeklinde konuştu...


 "ALDATMA TEDAVİ EDİLEBİLİR"

Çocukluk döneminde kazanılan ve ileri yaşlarda kendini gösteren “aldatma” eyleminin tedavi edilebilir olduğunun altını çizen Canatar, şöyle devam etti: “Aldatan erkeklerin bu sonuçları ortaya çıktıktan sonra, bu kişilerin ve partnerlerinin hemen anne veya anne yerine geçen diğer kadınları suçlamaması gerekiyor... Bu nedenle, suçlamak yerine sorumluluk almak, anne veya anne türevlerini ve o günün koşullarını anlamak önem taşıyor...


 Sevişmenin hedefinin boşalmak veya orgazma ulaşmak olmadığını ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; Çünkü erkek hayatının sorumluluğunu alarak seçimlerini bilinç dışı ve otomatik olarak yapma yerine kendi yaparsa bu tekrarı bozabiliyor, kaderini kendisi yazabiliyor ve aldatmaya son verebiliyor...

 İnsan sürekli gelişim ve değişim içinde olabilir. Bu süreçte erkeğin geçmişe karşı tutumunu değiştirmesi çok önemli... Aldatma sonrası affetme ve iyileşmenin, partnerler arası sevgi, saygı ve sadakat üzerine kurulu olan bağın sarsılmadan, sağlıklı bir şekilde sağlanabilmesi için mutlaka bir terapistten yardım alınmasını da öneriyoruz... Unutulmamalıdır ki sağlıklı bir anne-bebek ilişkisi, sağlıklı bir toplumun ve aile yapısının temelini oluşturuyor.”
 Kaynak:
http://cinsellikvekadin.blogspot.com.tr
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Kadın ve erkek davranışlarının evrimsel kodları


Geçtiğimiz günlerde, Felsefeciler Derneği İzmir Şubesinin düzenli bir etkinliği olan Salı Toplantılarından birine katıldım. Toplantının konuşmacısı, evrimsel psikoloji üzerine çalışmalar yürüten az sayıda araştırmacıdan biri olan, Ege Üniversitesi öğretim üyesi Doç Dr. Mert Teközel’di. Geniş bir katılımcının büyük bir ilgi ve heyecanla izlediği toplantı, herkes için çok öğretici ve keyifli oldu. Hem, önemi her geçen gün artan bir uzmanlık alanı olan evrimsel psikolojiyi tanımış olduk, hem de kadın ve erkeğin sergilediği (bazen anlaşılmaz bulunan) davranışların evrimsel kodlarını öğrendik.
Bu yazımda, o toplantıda öğrendiklerimle gündelik hayatımızdan seçtiğim bazı kadın ve erkek davranışlarını yorumlamaya çalışacağım. Yeni yılın bu soğuk günlerinde okuyucuların yüzünde hafif bir tebessüme neden olabilirsem ne mutlu bana.
Önce, evrimsel psikolojinin bir yaklaşım olarak hangi ilkelerden hareket ettiği üzerinde duralım. Bu yaklaşım, insan davranışlarını evrimsel bir bakışla araştırıp anlamaya çalışır, insanın psikolojik özelliklerinin evrim sürecinde şekillendiğini savunur. Yani, evrimin genel yaklaşımına göre söylersek, insan doğanın bir parçasıdır ve doğanın kuralları onun için de geçerlidir. Evrimsel yaklaşıma göre, davranışlarımız  belli bir uyum geliştirme (adaptasyon), yani doğal seleksiyon ve cinsel seçilimin işlevsel sonuçlarının ürünüdür. Evrimsel psikoloji, bu adaptasyon süreçlerinin hangi davranışlara neden olduğunu tespit etmeye çalışır; çünkü, atalarımızın yaşadıkları ortamlarda karşılaştıkları sorunları çözebilmeleri için evrilmiş olan psikolojik uyumlarının, bizim davranışlarımızı da belirlediği kabul edilir.
Sözü daha çok uzatmadan, kadın ve erkek davranışlarına geçelim.

Eş havuzunda kadın ve erkek


Hikaye şöyle başlar, önce, üremeye hazır olan ve üreme güdüleriyle ortama ‘elektrik’ yaymaya başlayan kadın ve erkekler eş havuzu denilen kadınlar ve erkeklerin bulunduğu “piyasa”da yerlerini alıp, karşılıklı salınmaya başlarlar. Bu havuzdaki her birey, soyunun devamı için üreme güdüleriyle hareket eder ve kendini karşı cinse göstermeye, karşı cinsin ilgisini çekmeye çalışır. Toplumsal ritüellere biraz yakından bakarsak bunların cinsleri kamusal alanlara çıkarmaya, eş adaylarını buluşturmaya yarayan  ritüeller olduklarını görebiliriz. Ortak çalışma alanları, okullar, eğlence yerleri, köy-şehir meydanları, çeşme başları, düğünler, her türlü tören bu iş için birer fırsattır. Temel amaç, karşı cinsi görmek, seçmek yani eş bulmaktır. Üreme zamanı gelmiş erkek ve kadınlara evin dar gelmesi bu yüzdendir, her dışarıya çıkışın arka planında bir eş bulma, eş seçme umudu vardır çünkü.
Peki kadın ve erkekler hangi kriterlere göre eş seçerler?



Kadın ve erkekte eş tercihleri 

Hem kadın hem de erkeğin eş seçmedeki tercihlerini belirleyen, üreme ve soyunu devam ettirme temel dürtüsüdür. Üreme, cinsel birleşmeyle tamamlanan bir süreç değildir, üremenin tamamlanması bir ebeveyn yatırımını gerektirir, ki bu, doğan çocuk için sağlıklı bir büyüme ortamı sağlanabilmesini de içerir. Yani, soyunuzun, genlerinizin  devamı için, çiftleşmek yetmez, bir ebeveyn yatırımı yapmak durumundasınız. Burada erkek için önemli olan, kadının gerçekten kendi çocuğunu doğuracak olmasını garantilemektir. Erkek için en büyük kabus, başkasının çocuğuna yatırım yapmak, ona babalık etmek ve büyütmektir. Bunun (maalesef, döllenme kadın bedeninde gerçekleştiği için) % 100 bir garantisi yoktur, erkek bu nedenle kendisine adeta gözü kapalı olarak, her bakımdan bağlanacak, kendini aldatmayacağına güvenebileceği bir kadın ister... (erkeklerin akıllı ve güçlü kadınlar yerine zayıf ama güzel kadınları tercih ettiği söylenir)
Kadın için ise, doğru bir ebeveyn yatırımı, hamilelik ve emzirme döneminde yanında olacak, onun ve çocuğunun bakımı için destek olacak bir erkek demektir. Bu nedenle duygusal olarak kendisine bağlılığı çok önemser, kadın için asıl önemli olan, kendisini bırakıp gitmeyecek bir erkek bulmaktır.
Tabi bunlarla bitmez seçimler, evrimsel kodlar başka görünümlerle de çıkar karşımıza...




Yakışıklı adam, güzel kadın 


Erkek için güzellik, güzel kadın nedir? Evrimsel anlayışla baktığımızda, güven sorununu çözdükten sonra, aslolan doğurganlıktır, kim sağlıklı çocuklar doğurur? İşte güzel kadına atfedilen özelliklerin gerisinde yatan asıl belirleyici öge budur. Sütun gibi bacaklar, ince bel, geniş kalça, güzel bir cilt, ipek gibi saçlar... bunların hepsi sağlıklı ve doğurgan olmak anlamına geliyor. Şimdi topuklu ayakkabıya, mini eteğe, ipeksi saçlara, göğüs dekoltesine olan erkek ilgisini siz düşünün. Eğer ebeveyn yatırımı yapılacaksa,  kadına güzel denmesi için, dışsal diyebileceğimiz bu özelliklerin yanısıra ‘iç güzellik’ de gereklidir. Hafif meşrep olmamak, olgun ve ağır olmak, söz dinlemek gibi özellikler de aranır ki bunlar yukarıda söz ettiğimiz, “başkasının çocuğuna babalık etme fobisi”nin bir sonucudur. (Bütün erkek egemen toplumlarda ve inanç sistemlerinde, kadının  kahkaha atmasından, evin dışına çıkmasından, dışarıda dolaşmasından, çalışmasından, erkekle eşit olmasından rahatsızlık duyulur... Ah hep o korku, hep o korku...)
Gelelim kadın için yakışıklı erkeğin ne olduğuna. Bir kere kadın için en önemlisi işin duygusal boyutudur; yani kadın sevilmek, aşık olunmak, bağlanılmak ister, kadın eğer ebeveyn yatırımı yapacaksa öncelik bunlardadır. Çünkü kadın hamilelikle birlikte dezavantajlı duruma düşmektedir, bu sürede ancak kendisine bağlı bir erkek hep yanında olacaktır. Bunların yanısıra erkek boylu poslu,  güçlü kuvvetli olacak, yani sağlıklı genlere sahip olacak, sözüne güvenilir olacak, evine, kadınına ve çocuğuna bağlanacak, gözü dışarda olmayacak. Bu önceliklerin nedeni tahmin edilebileceği gibi, kadınların hamilelik ve sonrasındaki emzirme ve çocuğun  büyüme döneminde belli sorumlulukları üslenebilecek bir erkek tercih etmeleridir. Ayrıca, çevresinde saygı uyandıran, sevilen, herkesin değer verdiği, yüksek kariyer sahibi olmak da yine aynı nedenlerle tercih edilmeyi sağlar. (Siyaset sahnesinde ya da bütün sahnelerde yaşanan iktidar mücadelelerine, kariyer basamaklarını tırmanma çabalarına, savaşlara, kahramanlık hikayelerine, avlanmış koca bir ayı veya balıkla çekilen fotoğraflara ve benzerlerine bir de bu gözle bakın şimdi.)

Eş havuzundan çıkış


Eşler birbirlerini beğendiklerinde eş havuzundan ayrılırlar. Bu yalnızlaşma dönemidir. Evliliğin ilk zamanlarında, hem kadının hem de erkeğin yavaş yavaş arkadaş çevreleri daralır. Bekar ve yalnız arkadaşlarla pek görüşülmez, az sayıda ve çift olanlarla görüşmeler sürer. Eşler zamanlarını daha çok birbirleri ve yakın akrabalarıyla geçirirler, bu aslında ebeveyn yatırımı için hazırlık, yani birbirlerini karşılıklı olarak güvenceye alma dönemidir. Kadın hamile kalınca, onun için kapalı bir dönem başlar, hem hamilelik dönemi hem de sonrasındaki emzirme dönemi... Bu dönemin erkek için kadın kadar bir bağlayıcılığı yoktur, onun her an yeniden eş havuzuna dönme riski vardır, kadının kıskançlığı artar çünkü erkeğini rakiplere kaptırma riski çok büyüktür. Kadın, bu dönemde erkeğin ilgisinin daha çok kendisinin üzerinde olması için elinden geleni yapar...

Kıskançlık


Her iki cins için de ebeveyn yatırımı söz konusu olduğunda en güvenilir yol tek eşliliktir. Bu da kazanılmış olan partnerin elde tutulmasını gerektirir. Kıskançlık tam da bu çabanın bir sonucudur.  Bir anlamda doğal bir duygudur. İlişkinin kaybedilmesi riski arttıkça kıskançlık duygusu da artar. Ev ve aile dışı ilişkilerin azaltılması, arkadaş ortamının daraltılması, evdi, arabaydı derken daha çok borca girilerek dikkatin daha çok işe, çalışmaya yönlendirilmesi bu risklere karşı önlemler olarak düşünülebilir.
Aldatma her iki cins için de olası bir durumdur. Erkek için bu başkasının çocuğuna babalık, kadın içinse, terk edilme anlamına gelir. Çok kısa bir süre sonra yeniden eş havuzuna dönen erkek, yeniden ve yeniden üreme, dolayısıyla eş seçebilme kapasitesine sahip olur, fakat karşı cinsin sayısı azalmış, rakiplerinin sayısı ise fazladır. Bu yüzden de karşısına çıkan bütün fırsatları değerlendirmek ister. Erkeklerin kısa süreli ya da tek gecelik ilişkilere, kadınlara göre daha yatkın olmaları bu yüzdendir.
Oysa kadın uzunca bir süre eş havuzundan uzak kalır, oradaki her kadın kendisi için potansiyel bir rakiptir ve erkek her türlü yolla evde ve elde tutulmalıdır. Eş havuzunda iken de kadının daha seçici olması, erkek sayısının fazla olmasından dolayıdır, kadın için istediğinde sadece cinsellik temelli ilişki kurmak çok kolaydır. Ama kadın ince eleyip sık dokur, üreme kapasitesi sınırlıdır, bu kapasitesini en verimli olacak şekilde doğru kişiler için kullanmak ister. Dolayısıyla da eş seçiminde daha dikkatli davranmak zorundadır.

Aldatma ve sadakat


Üremenin gerçekleşmesi durumunda, duygusal bağlılık ve sadakat ön plana çıkar. Bu yıllarda özellikle erkeğin dikkatinin başka yönlere kaymaması için duygusal bağlar çok önemlidir. Bu yıllarda, çocukla birlikte ihtiyaçlar artar ve farklılaşır,(bebekle birlikte artan tüketim aşkını düşünelim, almalıyız ve de almak zorundayız) bu ihtiyaçlar için girişilen çaba ve koşuşturmalar hem bağları güçlendirir hem de eşlerin gözlerinin dışarıya doğru kapatır. Kadının üreme potansiyeli sayı ve yıllarla sınırlı olduğu için, yaşının ilerlemesi yoğun duygusal değişimler yaşamasına neden olur. Üremeyle ilgili kaygıları artar. Erkeği bu anlamda sınırlayan bir şey olmadığından görece daha rahattır. Yaşın ilerlemesi, üreme itkileriyle erkeği daha genç kadınlara yöneltir, şansını onlarda denemek ister. Kadının kaygıları ise çoğu zaman ikinci çocuk yapma isteği olarak kendini gösterir, bu, hem doğurma şansını kaçırmamak hem de erkeğin dağılmak üzere olan ilgisini yeniden toparlamak için iyi bir yoldur.
Hikaye sürer gider...

Evrimsel psikoloji, kadın, erkek ve eşcinsel aşk


Evrimsel psikolojinin kadın ve erkek davranışlarıyla ilgili çokça evrimsel ipuçları yakaladığı kesin, bu gelişmekte olan alandan öğreneceğimiz çok şey var gibi görünmekte. Fakat her geçen gün karmaşıklaşan toplumsal yaşam ve toplumsal cinsiyet rolleri bu ipuçlarına ulaşmayı giderek zorlaştırıyor ve zorlaştıracak da. Kadın ve erkek ilişkileri, özellikle kadının toplumsal rollerinin son yüzyılda epeyce değişmesi ve hele 20 yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan ‘cinsel devrim’, artık üreme temelli değerlendirmeleri yetersiz kılmakta. Yaşanan ve yaşamakta olduğumuz kadın devrimi bize çok daha yeni ufuklar açacak gibi görünüyor. Öte yandan evrimsel psikoloji, benim görebildiğim kadarıyla, üreme temelli olmayan eşcinsel aşk, eşcinsel ilişkiler konusunda çok bir şey söylemiyor. Ama biliyoruz ki, insanlığın en başından beri cinsel yönelimleri sadece karşı cinse doğru olmamış, olmuyor da. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim, özellikle cinsel içerikli davranışlarımızın kökeninde evrimsel kodlar bulmak garip bir şekilde rahatlatıcı...
Twitter: @ymbymb
Karikatür: Behiç Ak Kaynak:
http://t24.com.tr
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Kaynağını bulamadığım ilginç tespitleri olan bir yazı paylaşmak istedim

İşte Anlatıyorum Neden Biz Erkekler Aldatıyoruz
İşte neden aldattıgımın tek tek tüm sebepleri
Erkekler bazen biriyle birlikteyken başka biriyle olurlar. Peki neden? Erkek çapkın olduğu için mi? Kız arkadaşı çok şımarık ya da çok konuştuğu için mi? Kötü seks? Yalnızlık korkusu? Bu soruların hepsi kıza arkadaşından uzaklaşarak başka biriyle yatağa girmesine neden olabilir.
İşte neden aldattıgımın tek tek tüm sebepleri
1.SEBEP : Ödetmek için..
"İlk önce kız arkadaşım tarafından aldatıldım. Cep telefonunda eski erkek arkadaşından gelen mesajı gördüm. Güzel ve zararsız mesajlardı ama ilk buluştukları yerde görüşmeye devam ettiklerini öğrenmek beni kızdırdı. Her zaman birbirilerine yakın olduklarını düşünmüştüm. Bu mesajlaşmaları takip ettim ve kendine başka bir kız bulup birlikte olmayı amaç edindim. Onlardan itikam aldığımı düşündüm sanırım. Daha sonra ayrıldık ancak onu aldattığımı söylemedim çünkü birbirimiz için doğru insanlar değildik. Ancak yaptığım da doğru değildi ancak yine de gerçekten iyi hissetmiştim"

2. SEBEP: Fiziksel çekicilik..
"Kendimi bildim bileli büyük göğüslü kadınların çekiciliğine karşı koyamadım. Eski kız arkadaşım mükemmeldi ancak göğüsleri küçüktü. Bu bizim birlikteliğimizde çok fazla sorun değildi ancak diğer kadınlara baktığımda zorlanıyordum. Her zaman gittiğim bir barda büyük göğüslü bir garson vardı. İşten sonra kendisini aramam için numarasını verdi ve buluşabileceğimizi söyledi. Kabul ettim ve gece birlikte uyuduk. Sadece bir gecelik birşeydi, ancak bu benim kız arkadaşımla aramda bazı şeylerin bittiğini anlamamı sağladı. Çünkü beni çeken başka biriyle birlikte olmak beni çok etkilemişti."
3. SEBEP : Yanında olmaması..
"Eski kız arkadaşım sürekli seyahat ederdi ve onu aldattığımda yine seyahatteydi. Bir kız arakadşım yok gibiydi. Çok yalnızdım, özellikle hafta sonları.. Fiziksel ve duygusal olarak etkilenmemek için iş arkadaşlarımdan kaçıyordum. O gittiğinde gözlerin başkasını aramaya başladı ve birlikteliklerim oldu. Eski kız arkadaşıma bundan söz ettiğimde ilişkimiz sona erdi. Ancak sonuç olarak ilişkimizin bitmesi en iyisi oldu. Yeni ilişkimde sevgilimin uzun seyahatler gerektirmeyen bir işi olmasına dikkat ediyorum

4. SEBEP : Ayrı şehirlerde olmak..
"Kız arkadaşımla okul yıllarından beri birlikteydik. Mezun olduktan sonra ben ve o başka şehirlere taşındık. Ayrı şehirlerde olmamıza rağmen birlikte olmaya karar verdik. Her hafta sonu onu görmeye gidiyordum ancak hafta içi arkadaşlarımla dışarı çıkıyordum. Birkaç ay sonra dışarı çıkmamaya, daha küçük bir çevrede hareket etmeye karar verdim. Bir gece kız arkadaşıma olan duygularımı tartmak için başka bir kızla çıktım ve bu benim kız arkadaşımla aramızda bazı şeylerin sona erdiğini anlamama neden oldu. Ona olanları anlattım ve o da birkaç kez aynı şeyi yaptığını söyledi. Bu durum bizi üzdü ancak bir süre ayrı kalmaya karar verdik. Bugün farklı insanlarla evli olsak da hala arkadaş olarak görüşüyoruz."
5. SEBEP : Duygusal davranmak..
"Eski kız arkadaşımla zayıflama programında karşılaşmıştık. Çıkmaya başladığımızda ikimizde kiloluyduk ve ben hızla zayıfladım. Kız arkadaşım programa düzenli olarak katılmadığı için zayıflayamadı. Zayıflamaya başladıkça diğer kadınlarla beraber olabileceğim özgüveni duydum. Benimle daha önce konuşmayan kadınlarla konuşuyordum. Eski kız arkadaşım hala kilolu olduğu için depresifti ve her zaman beni diğer kadınlardan kıskanıyordu. Onun şehir dışında olduğu bir hafta sonu jimnastik salonunda harika bir kadınla karşılatık ve beraber olduk. Bundan kesinlikle ona bahsetmedim ancak zaten kısa bir süre sonra da ayrıldık. Sonrasında hayatımda benim için önemli olan şeylere önem veren kadınlarla birlikte olmaya karar verdim"

6. SEBEP: Çok tartışmak..
"Eski kız arkadaşım ve ben aynı evde yaşıyorduk ve her zaman kavga ediyorduk. Bu gerginlik beni huzursuz ediyordu. İş yerimde kız arkadaşımın tersine eğlenceli, komik bir kız vardı. Bir gece geç saatlere kadar çalıştık ve işten sonra birlikte bişeyler içtik. Ertesi günde birlikte çıktık ancak gece onun evinde bitti. Bu ilişkiden sonra kendimi oldukça özgür hissettim ve eski kız arkadaşıma hislerimi açıklama cesareti elde ettim. Eve ertesi gün geldiğimde eski kız arkadaşım çıldırmıştı. Ancak bu beni şaşırtmadı zaten böyleydi ve onunla birlikte yapamayacağımı biliyordum. Ona olanları açıkça anlattım ve ayrıldım. Daha sonra iş yerindeki kızla görüşmeye başladım ve hala birlikteyiz."
7. sebep : Kendine güvenme ve beğenilme ihtiyacı..
"Asla kadınlarla kendimi rahat hissedemedim. İlk kız arkadaşım en az benim kadar utangaçtı. İyi ancak çok heyecanlı olmayan bir ilişkimiz vardı. İş için katıldığım bir konferansta gerçekten çekici, seksi bir kadın çılgın gibi tabağıma vurmaya başladı. Şok oldum, daha önce hiç böyle birşey yaşamamıştım. Kendime olan güvenim tavan yaptı, o ve ben o gece ve konferans sırasında birkaç gece birlikte olduk. Konferanstan sonra onu bir daha hiç görmedim ancak yaşadıklarım kendime olan güvenimi artırdı ve heyecanlı, ilginç kadınlarla zaman zaman birlikte olmaya başladım"

8. sebep : Fantazi isteğiyle dolup taşmak..
"Birlikte olduğum kızı ilk önce şimdiki kız arkadaşımla 6 ay boyunca aldattım. Daha önce başkasıyla birlikte olmuştu ve sınırları yoktu. Bu bana oldukça tutkulu geldi. Sevgilimi başkasıyla aldatma fantezim eski kız arkadaşımla ayrılmamla son buldu. Birlikte olduğum kızla çıkmaya başladık ancak yürütemedik. Bazen fanteziler gerçeklerden daha iyidir"

 Kaynak:

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

 Kaynak:

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
 Kaynak:

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
 Kaynak:

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
 Kaynak:

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder